RİJKAARD’DAN KATKIYA DEVAM
Bundan önce yazdığım bir yazıda, Rijkaard’ın kısa vadeli katkısına değinmiş ve yönetimi tek elde toplamasına dikkat çekmiştim. Bugün ise Rijkaard’ın Galatasaray’a kazandırdığı önemli bir özellik üzerinde durmaya çalışacağım.
Dün akşam oynanan Denizlispor maçı, Galatasaray taraftarının bu sene gol için hasret çekmeyeceğini gösterdi. Nitekim Avrupa’yı da sayarsak, son 4 maçta 17 gol atıldı. Bu gollerde futbolcu kalitesi önemli olduğu gibi, sistemin de etkisi yadsınamaz. Çünkü gollere baktığımızda, orta saha ve defans oyuncularının geçen yıllara oranla daha fazla ağırlığı olduğunu gördük. Netenya maçında Sabri ve Hakan Balta, bu maçın rövanşında Barış (2 golle), ligde Gaziantepspor’a karşı Mustafa Sarp ve Arda, son Denizlispor maçında yine Arda sahneye çıktılar. Yani, toplam 17 golün 7’si orta saha ve defans oyuncuları tarafından atılmış. Bu, geçen senelerde özlediğimiz ama bir türlü yakalayamadığımız bir istatistikti.
Yine geçen senelere oranla bu sene duran toplar, rakiplerin çok canını yakacak gibi gözüküyor. Son 4 maçı baz aldığımızda, atılan gollerin, penaltıları dışarıda bırakırsak, 5’i duran toptan geldi. Buna penaltıları da eklersek sayı 7’ye çıkıyor ki, kapanan takımlara karşı bu silahın ne kadar önemli bir hale geleceğini tekrardan ifade etmek anlamsız.
Bir teknik direktör, takımını her alanda iyi organize etmekle görevlidir. Komple bir takım olmak, sadece oyuncuların kalitesiyle ve bireysel çabalarıyla elde edilen neticelerle mümkün değildir. Bunu belki de Türkiye’de en iyi bilen teknik direktör Frank Rijkaard. Takımın başına geçtiği günden bu güne, görülen bir çok yeniliğin yanında bizleri en mutlu eden gelişme, duran toplardaki başarıyla birlikte, orta saha ve defans oyuncularının skora yaptıkları katkı oluyor. Bu aynı zamanda Rijkaard’ın analiz yeteneğini de gösteriyor. Geçen senelerin maç kasetlerini yardımcılarıyla birlikte izledikten sonra, Avrupa’da ve Türkiye’de başarı için gerekli olan anahtarları birer birer ediniyor.
İlerleyen günlerde mevcut eksiklikler üzerinde durulacağına ve bunların da giderileceğine inancım tam. Çünkü işini çok ciddiye alan bir teknik direktör ve onun yardımcılarıyla, başarıya aç ve sorumluluğun bilincinde bir takım bu eksiklikleri de çok rahat giderebilir. Bir de bunların arkasında desteğini son dakikaya kadar hiç eksik etmeyen bir taraftar varsa, o zaman yapılacak şey, finallere nasıl bilet alınacağını düşünmek olur.
Mustafa ÖZTÜRK