Stadı Devlet Yaptı
15 Ocak Cumartesi
Galatasaray'ın yeni evi Türk Telekom Arena'nın açılış töreni vardı cumartesi günü.
İstanbul'un Avrupa yakasında yaşam durdu. Tem otoyolu kitlendi, metro hattı, tıka basa doldu.
Maç öncesinde de henüz boyaları kurumayan tadın önünde tam bir cümbüş vardı.
Eksik yok muydu?
Çoktu elbet...
Hatta yoklar, varlardan biraz da fazlaydı galiba...
Öncelikle stattan yüzünüzü dış mekana döndüğünüzde ya gecekondu ormanının içinde kalıyorsunuz, ya iş makineleri, hafriyat kamyonları, ıslak beton zemin, inşaat demirleri gözünüze çarpıyor...
Çevre düzenlemesi diye de bir şey yok...
Hele metroyu hiç sormayın; çünkü maç bitiminde herkes aynı hatta yüklenince çıkabilecek olası kavgayı çevik kuvvet biraz da zor kullanarak önledi...
Ama bu eksiklikler zamanla çözümlenecek...
O yüzden kimse bu konulara takılmasın...
Ne var ki Türk Telekom Arena'nın açılışındaki protestolar ve 'gaf' dolu konuşmalar asla unutulmayacak...
Ve elbette sonrasındaki protestolar da...
Gerçi devlet büyükleri protestoya alışık. Çünkü hangi spor müsabakasına giderseniz gidin seyircinin önemli bir bölümü, sayın başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve sayın cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün adı geçtiğinde protestoya başlıyor, diğer bölüm de alkışlıyor.
Bu normal...
Ama cumartesi gecesinin normal olmayan görüntüsü, bir bürokratın ortalığı toz dumana çevirmesi, maç seyretmeye gelenlerin stadı terk etmesine neden olması...
Evet, Türk Telekom Arena'daki protestoların ateşleyicisi ne yazık ki TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar'ın yaptığı pek mantıklı olmayan konuşmadır...
Öncelikle TOKİ, Başbakanlığa bağlı bir devlet kurumu. Yani, ülke insanının vergisi ile oluşturulup, yurttaşları ev ve iş yeri sahibi yapmayı amaçlayan bir oluşum.
Ama TOKİ Başkanı, çıkar Türk Telekom Arena Stadı'nın açılışında, Galatasaray'ın merhum başkanı Özhan Canaydın için 'aciz' yorumu yapar, sarı-kırmızılı kulübü borcunu ve taahhütlerini yerine getiremeyen bir kulüp olarak 50 bin Galatasaraylıl'nın gözünün içinde baka baka söylerse kimsekusura bakmasın toplum psikolojisi ile insanlar öfkelerini 'birleştirip' seslerini yükseltirler.
Bayraktar'ın konuşması sırasında şeref tribünü civarındaydım. Herkes bembeyaz kesildi. Sadece spor adamları değil, örneğin AKP milletvekilleri veya AKP iktidarı döneminde önemli makamlara gelen bürokratlar da, 'Ne yapıyor bu Erdoğan Bayraktar, şimdi kıyamet kopacak" diyorlardı ki, hem TOKİ Başkanı, hem Başbakan aleyhine inanılmaz bir uğultu koptu.
Sonrası malum...
Başbakan, konuşma yapacağı sırada yerinden kalkıp, stadı terk etti.
Bakanlar ve G.Saray Başkanı da peşinden gitti.
Hava birden buz kesti...
Şimdi filmi geriye sarın, TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar'ın zaten çok düzgün olmayan lehçesiyle, "Yeni stat, TOKİ'nin gururudur, Galatasaray camiası ve Türk futboluna hayırlı olsun" dediğini ve konuşmasını kısa kestiğini varsayın.
Bu kadar protesto olur muydu?
Asla…
Ama Bayraktar çıkıp, Özhan Canaydın'dan, Galatasaray'ın borcuna, 'Biz olmasaydık bu stadı yapamazdınız' edebiyatından, 'Bizim sayemizde stadınız oldu" yorumuna girdi.
Sormak istiyorum Bayraktar'a, "Pardon ama bu stadı siz ya da iktidar mı yaptı?''
Hayır...
Benim, sizin, ötekinin vergileri ile bu stat inşa edildi, Galatasaray da Maslak'la Kağıthane arasındaki bu dev futbol mabedi için Mecidiyeköy'deki evinden vazgeçti.
Yani herkesin çorbada tuzu var.
TOKİ'nin de, ama kaşığıyla verip sapıyla çıkartmak neyin nesi?